Zeytinyağının Hikayesi

Egeo Norte Zeytinyağı: Toksikolojik İnceleme

zeytinyağı toksikolojik

Uzman Eczacı Ezgi TALO

Genellikle zeytin ağacı olarak bilinen Olea europaea L., tipik olarak Akdeniz ülkelerine dağılmış küçük bir ağaç türüdür. Bu bitkiden elde edilen ana ürün zeytinyağıdır. Son yıllarda zeytin bitkisinin organoleptik özellikleri ve bununla ilişkili faydalı sağlık etkileri nedeniyle popülaritesi artış göstermiştir. Zeytinyağı bileşimi esas olarak trigliseridlerden ve küçük miktarlarda çeşitli bileşiklerden oluşmaktadır ve özellikle yüksek oranda tekli doymamış yağ asitleri içermektedir. İçeriğinin % 70-85’ini oleik asit ve linoleik asit (doymamış yağ asitleri), %14’ünü palmitik ve stearik asit (doymuş yağ asitleri), %2’sini ise fenolik bileşikler oluşturur. Bu %2’lik minör grup ayrıca alfa-tokoferol (Vitamin E) ve bazı lipofilik bileşikleri de içerir.

zeytinyağı toksikolojik

Aşağıda verilen tabloda saf zeytinyağının içinde bulunabilecek bileşenleri ve miktarlarını görebilirsiniz.

 SIRA NO.KİMYASAL BİLEŞEN İSMİMİKTAR (MG/KG)
1.Alifatik Alkol60-200
2.Triterpen500-3000
3.Fitosterol1800-5000
4.Hidrokarbon1500-8000
5.Beta-Karoten0.33-4.0
6.Tirosol1.4-29.0
7.Vanilik Asit6.7-4.0
8.Luteolin0.20-7.0
9.Apigenin0.70-2.0
10.Tokoferol/Tokotrienol12.0-400
11.Hidrofilik Fenol40-1000
12.Lignan40-60

 Neden Soğuk Sıkım?

Zeytinyağlarının üretim metodları yukarıda bahsedilen bileşenlerin etkinliklerinin kaybolmaması açısından büyük önem taşır. Genellikle erken hasat edilen zeytinlerden soğuk sıkım (cold-pressed) prosesiyle elde edilen zeytinyağları bu bileşenlerin etkinliklerinin maksimum seviyede kalmasını sağlar.

Yüksek sıcaklıkta yağ asitlerinin ve fenolik yapıların molekül yapıları bozulabileceğinden, üretim sıcaklığının 27°C’yi geçmemesi gerekmektedir. İşte tam da bu sebeple EGEONORTE zeytinyağlarını soğuk sıkım olarak piyasaya sürmektedir.

Neden zeytinyağı tüketmeliyiz?

1. Antioksidan aktivite;

Oksijenli solunum canlıları olarak her nefes alışımızda ve verişimizde vücudumuzda serbest oksijen radikalleri adını verdiğimiz molekülleri oluştururuz. Bu moleküller bağ yapmamış elektronlar içerir ve kararsız yapıdadırlar. Bağ yapmamış elektronlar kararlı hale geçebilmek için hücre çeperlerine saldırarak onların yapılarını bozup, elektron koparmaya çalışırlar. Bu sebeple hücre tahribatına sebep olurlar.

Serbest oksijen radikalleri yaşlanmaya, kansere, kalp-damar rahatsızlıklarına ve hatta nörolojik bozukluklara sebep olabilir. Bu etkilerden korunabilmek adına antioksidan aktiviteye ihtiyaç duyarız. Antioksidanlar, serbest oksijen radikallerine ihtiyacı olan elektronları vererek, hücre tahribatının önüne geçer. Zeytinyağlarının içinde bulunan fenolik yapılar antioksidan aktivite için büyük önem taşımaktadır.

2. Kalp-Damar Hastalıkları;

Kardiyovasküler hastalıklar, modern dünyada başlıca ölüm nedenidir. Diyet ve yaşam tarzı, prognoz ve korunmada önemli bir rol oynar. Yüksek seviyelerde doymamış yağ asitlerinin varlığı nedeniyle zeytinyağı, insanlarda LDL / HDL oranını azaltarak lipid profilini iyileştirir. Fenolik bileşikler LDL’nin oksidasyonuna karşı direnç sağlar ve bu nedenle iskemik kalp hastalığının önlenmesinde önemli bir rol oynarlar. Zeytinyağı aynı zamanda endotelal (damar iç çeperi) işlevini iyileştirir, böylece hiperkolesterolemik (yüksek kolesterol seviyesi) bireylerde hemostatik (kan) sistemi iyileştirir. Ayrıca zeytinyağı, hipertansif kişiler arasında kan basıncını önemli ölçüde düşürür ve günlük antihipertansif doz gereksinimini azaltır. Bir çok bilimsel araştırmada Akdeniz bölgesindeki düşük kardiyovasküler ölüm oranı, temel yağ kaynağı olan zeytinyağına atfedilmiştir.

3. Bağışıklık sistemi güçlendirici;

Bağışıklık sisteminin enfeksiyonlara karşı koruyucu işlevleri, vücutta ortaya çıkan virüs ve bakterilerin öldürülmesi veya yok edilmesi şeklinde açıklanabilir. Zeytinyağında bulunan Oleik asit gibi tekli doymamış yağ asitlerinin, doğal hücre öldürme aktivitesi üzerinde olumlu bir etkiye sahip olduğu bulunmuştur.

4. Kanser;

Kanser, gelişmekte olan ülkelerde önde gelen ölüm nedenlerinden biridir. Risk faktörleri arasında diyet, yaşam tarzı, toksik kimyasallar, radyasyon ve bazı meslekler bulunur. Son epidemiyolojik çalışmalar, zeytinyağının kansere karşı yararlı rolünü ortaya çıkarmıştır (Gallus ve diğerleri, 2004). Akdeniz bölgelerinde, özellikle Yunanistan, İtalya ve İspanya’da yapılan araştırmalar, zeytinyağı tüketimi ile azalmış kanser riski arasında net bir ilişki olduğunu gösterdi. Zeytinyağının meme, yumurtalık, endometriyal, kolorektal, laringeal, özofagus, akciğer ve pankreas kanserleri dahil olmak üzere farklı malignitelere karşı koruyucu rolü bildirilmiştir (Boskou, 2009).

grafik

ÖZET

  • Zeytin çekirdeğinden veya meyvelerinden elde edilen zeytinyağı, bol miktarda tekli doymamış ve çoklu doymamış yağ asitleri içerir.
  • Zeytinyağı, yağ asitleri, hidrokarbonlar (karotenoidler ve skualen dahil) ve fitosterollerin esterleri için iyi bir kaynaktır.
  • Tokoferoller ve tokotrienoller, zeytinyağında da mevcuttur.
  • Yüksek fenolik bileşik seviyeleri, yüksek antioksidan aktiviteye neden olur.
  • Zeytinyağı, kardiyovasküler hastalıkları, bağışıklık fonksiyonlarını ve gastrointestinal (GI) hastalıkları olumlu yönde etkiler.
  • Zeytinyağı, kanser ve karaciğer hastalığı gibi ölümcül hastalıkların tedavisine yardımcıdır.
  • Zeytinyağının gıda olarak tüketimi bu nedenle sağlığın korunmasına yardımcı olur.

Doz önerileri;

ŞİKAYETDOZ (ORAL)
Kabızlık 30 ml/gün
Kalp Hastalıkları 54 gr/gün veya 1 L/hafta
Diyabet 15-20 gr/gün
Yüksek Kolesterol 23 gr/g,n
Hipertansiyon 30-40 gr/gün

İlgili Mesajlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir